Bin yıldır resim yapmanın "Allah'a şirk koşmak" olduğuna inandırılmış bir toplumda son 150 yıldır resim yapıldığı gerçeğinden hareketle bazı şeylerin değişmiş olabileceğini varsayabiliriz. Ne var ki resim yapılmasıyla ilgili bir sorun yok gibi görünse de, sergilenmesine ilişkin sıkıntılar henüz tamamen aşılabilmiş değil. Osman Hamdi Bey'in 1901'de yaptığı Yaratılış adlı tablosunun 2001 yılından sonraki akıbeti hakkında bugün hiçbir bilgimiz olmamasından öte, nerede olduğu bilindiği yıllarda bile yapıldığı ülkede hiç sergilen(e)miyor olması pek az kişiyi rahatsız etmişti.
Sanatın insanların düşünce sistemi üzerindeki etkisi artık tartışma konusu değil, başlangıcından beri resmi ideolojinin söylem ve anlatısının temel bileşenlerinden biriydi. Egemen olabilmenin yolunun sanatın etki gücünü denetleme ve çıkarlar doğrultusunda kullanabilme yetisine sahip olmaktan geçtiği biliniyordu. Herhangi bir eserin etki gücü ise üretilmiş olmasıyla değil, dolaşıma girdiği anda ulaştığı kitlenin niteliği ve büyüklüğü ile ölçülebilir. Bir de tartışma yaratabilme potansiyeliyle. Resmi ideolojiye ters düşen bir eserin etki gücünü yok etmenin en kestirme yolu onun "görülebilirliği"ne müdahale etmektir. Sakıncalı olan eserler, neyin görülebilir olduğuna bizim adımıza karar verebilme yetkisine sahip olduğunu düşünen üst aklın süzgecine takılmakta.
Göstergebilim üzerine yazanların temel kavramlarından biridir "gösterilen". Anlam orada açık eder kendini. Geçmişten günümüze kalan resimler, dönemlerin sosyal-siyasal yapılarını ve düşünce sistemlerini çözümlemede göstergebilimcilerin önüne sonsuz genişlikte araştırma alanı sermekte. Bize gösterilen bu resimlerin toplamı iktidarın vesikalık fotoğrafı niteliğinde. Ne var ki bu iktidarların ideolojik niteliğini çözümlemede "gösterilmeyen" resimlerin araştırılması da verimli olabilir. Burhan Kum "Gayri Resmi" adlı sergisinde iktidarların görülmesini veya görülmemesini istediği imgeler üzerinden inşa etmeyi amaçladığı düşünce sisteminin "öteki resmi"ni ortaya koyuyor.
"Çıplak olan sadece kral olsaydı yine de elbiselerini görüyor gibi davranabilirdik. Ancak ülkenin tamamı bir çıplaklar kampına dönüştüğünde görülecek hiçbir şey kalmamış demektir."
İLGİLİ SANATÇILAR