YEŞİM AKDENİZ - CHRİSTOPH WESTERMEİER / LEİSE FUCHS The Empire Project, Defterdar
25 Kas - 17 Ara 2016

Almanya'da ilkokul öğretmenleri, sınıftaki öğrencileri susturmak için 'Leise Fuchs' dedikleri el işaretini yaparlardı. Bunun için öğretmen sağ elini yukarı kaldırır, yüzük parmağı ve orta parmağını başparmağıyla birleştirir, serçe parmağı ve işaret parmağını ise dikerek kulakları oluştururdu. Öğrenciler, kapalı ağız ve açık kulakları sembolize eden, tilkiye benzeyen bu işareti (Leise Fuchs *sessiz tilki) gördüklerinde, aynı işareti yaparak susarlardı. Bir kuşak bu şekilde yetiştirildikten sonra öğretmenler 'Leise Fuchs' el işaretinin Türkiye'de ülkücülerin sembolü olduğunu fark ettiler (Ülkücüler için bu işaret tilki yerine kurdu temsil eder). Bunun üzerine 'Leise Fuchs'a buldukları alternatif, sağ eli yukarı kaldırıp sol elin işaret ve orta parmağını ağzın üzerine kapatmak oldu. Öğrenciler bu yeni 'Leise Fuchs' hareketini ailelerine gösterdiklerinde, aileler çok sevdikleri evlatlarının Nazi selamı durması karşısında dehşete düştüler. Sonunda işaretler ve anlamları hakkında bütün Almanya'ya yayılan kamusal tartışmalar başladı.


Her iki sanatçı da Kunstakademie Düsseldorf'ta ve De Ateliers Amsterdam'da öğrenim görmüş olmalarına, hem Almanya hem de Türkiye'de çeşitli zamanlarda yaşamış olmalarına ve daha önce Oryantalizmle ilgilenip, bu konuyu araştırmış olmalarına rağmen, 'Leise Fuchs', Yeşim  Akdeniz (İstanbul) ve Christoph Westermeier'ın (Düsseldorf) ilk kolektif sergisidir. İkilinin yaptığı mekâna özgü yerleştirme, toplumdaki 'sessizliği' sorgulama amacı güder. Sergide, uygunsuz ve rahatsız edici olana sessiz kalma, onun üzerini örtme veya sessiz brakılma mekanizmaları ironik bir şekilde anlatılırken, sanatçılar aynı anda hem susmayı hem de koyu milliyetçiliği sembolize eden bir işareti sergi ismi olarak seçerek, aynılaştırma ve klişeleştirme temaları etrafında dolanırlar.

17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa seferleri bittikten sonra Avrupa Aristokrasisi, Osmanlı'nın mistik ve bilinmeyen taraflarını bir hazine gibi keşfetmeye başladı ve bu sayede 'Türköri' (Turquerie) bir moda akımı haline geldi. 
Osmanlı İmparatorluğuna duyulan bu hayranlık -mimari, müzik, dans gibi- birçok sanat dalında da etkisini gösterdi. İkonik Oryantal resimlerin baskıları ve bunlarla ilgili çeşitli yayınlar, bugün bile Oryantalizmin nasıl göründüğünü belirleyen bir imge yarattı; Slovenya'nın Ptuj şehrindeki Vurberk Galerisi'nde bulunan Turquerie koleksiyonu bu duruma müthiş bir örnek teşkil etmektedir. Akdeniz ve Westermeier'ın özellikle etkilendiği ve kolektif çalışmalarını oluştururken anahtar bir rol oynayan 47 parçalık bu koleksiyonda Osmanlı paşaları, soyluları ve ailelerini görmek mümkün. Koleksiyon aynı zamanda Oryantalizmle özdeşleşmiş diğer kültürlerin (Yunan, Yahudi, Fars, Afrika, Hint, Çin gibi) üzerine eklenen bir Oryantalizm çalışmasını da gözler önüne serer. Sonuçta Oryantalizmin bakış açısından batının doğusu hep 'doğu' olacaktır.

Leise Fuchs, bu koleksiyondaki resimlerin en azından on farklı ressam tarafından boyanmış olması gerçeğinin ironikliğiyle flört eder. Göreceli bir şekilde kültürel arka plana göre değişmekte olan ve sıklıkla kullanılan klişeler burada da karşımıza çıkar. Yeşim Akdeniz ve Christoph Westermeier'in Leise Fuchs için ürettiği yeni işlerde başka kültürlerin büyüsüne kapılmanın ve yanlış anlaşmaların meftunluğunu görebiliriz

İLGİLİ SANATÇILAR
x